Titreşimlerle Yaşıyoruz

“Titreşimleri duyularımızla algılayabileceğimiz şekilde indirgeyen enerjiye madde deriz. Madde diye bir şey yoktur.” 
Albert Einstein

En son yazımda duygu ve düşüncelerimizin ikisinin de titreşimler yaydığını anlatmıştım. Meraklısı için bugün bu konularla ilgili biraz daha bilgi vermek istiyorum.

Madde dediğimiz şey aslında bizim sadece duyu organlarımızla algıladığımız titreşimde olan enerjiler. Evrendeki gördüğümüz görmediğimiz her şey titreşir ve her şey bir enerjidir. Düşüncelerimizin titreşme frekansı gözümüzün algılayabileceğinden çok yüksek seviyede olduğu için düşüncelerimizi ve duygularımızı görmeyiz. Cansız kabul ettiğimiz bir taş yavaş titreşir, bitki biraz daha hızlı hatta bitkilerin de kendi içlerinde titreşimleri arasında farklar var, mesela gül yüksek titreşimli bir bitki ve yapılan araştırmalar sonucunda gül kokusunun insanın titreşimlerini yükseltiği belirlenmiş, gül banyoları da sezgisel olarak bunun bir sonucu olsa gerek. Hayvanlar da bitkilerden hızlı, insanlar da hayvanlardan hızlı, zihin daha da hızlı, Ruhumuz ise beden ve zihinden hızlı titreşir. Sağlıklı bir insan bedeni ortalama uyanıkken 62-68 mhz  titreşir. Buradaki mhz saniyedeki  titreşim  sayısıdır ve Hertz diye okunur.
İnsan bedenindeki bu titreşim azalmaya başladığında fiziksel ve duygusal rahatsızlıklar baş gösterir. Her organımızın ayrı bir titreşim frekansı vardır. Titreşimlerin keşfi ile alternatif tıp olarak biorezonans tedavileri her geçen gün yaygın hale gelmeye başladı.

Peki titreşimler sadece sağlıklı olmak için mi önemlidir? İlişkilerimizi, hayallerimizi, isteklerimizi, parasal durumumuzu düşündüğümüzde nasıl bir etkileri vardır? Biz bunu günlük hayat deneyimlerimizde nasıl kullanabiliriz? Hayal ettiğimiz hayatı yaşayabilmemiz için nasıl bir önemi vardır?
Bu soruların cevabına gelince evliliğimizden, insan ilişkilerimize, parasal durumumuza, yaşadığımız fiziksel çevremize kadar hemen her şeyi aslında titreşimlerle deneyimliyoruz. Kendi bedenimizin titreşim seviyesi de bizim deneyimlerimizin içeriğini belirliyor. Hatta her titreşim seviyesinin bir dharması (hayat amacı) bulunmakta. Bu yüzden duygularımız ve düşüncelerimiz yaratıcı, isteklerimize ya da istemediklerimize bizi ulaştırmak için biz farkında olsak da olmasak da titreşimler aracılığı ile bizlere hizmet ediyorlar.

Hemen hemen herkes her şeyin üst üste geldiği, aksiliklerin arka arkaya birbirini kovaladığı günleri yaşamıştır. Peş peşe gelen bu deneyimler bizi daha üzgün, daha kızgın ve öfkeli yapmıştır. İşte bu duygular bizim titreşim frekansımızı düşündürdüğümüz için süregelmiştir. Arka arkaya gelen aksilikleri deneyimlememenin tek yolu da yine titreşimimizi yükseltmek.

Tepkilerimiz, düşünce yapılarımız, duygu durumumuz, alışkanlıklarımız, ilişkilerimiz, hastalıklarımız, hayallerimiz, hayat amaçlarımız hepsi Ruh-Beden-Zihin yapımızın birbiri ile olan iletişimi ve ortaya çıkan titreşim seviyesi ile ilgilidir.  2012 yılında vefat eden zamanımızın en önde gelen spritüel öğretmenlerinden biri olan Dr. David Hawkins bilinç değerlerini ölçümlemeye yönelik bir dizi araştırmalar yapmış ve en düşük frekanstan aydınlanma aşamasına kadar bilinç seviyelerimizi 17 kategoriye ayırmıştır. Aşağıdaki şekilin detaylı açıklamasına da tablodan ulaşabilirsiniz.



Titreşim (Kalibre)
Duygu Durumu
Bilinç ve Farkındalık Seviyesi
+700
Dinginlik, aydınlanma, saflık
İnsanlığı etkileyen en üst bilinç düzeyi, öz olma

+600
Dinginlik, bilgelik, kendini gerçekleştirme 
Beni aşmış bütüne katkıda bulunma düzeyi
+ 540
Haz alma, dinginlik, kabullenme 
Yüksek enerji, uç denemeler
+ 500
Sevgi, aşkınlık

Hızlı gelişen, globalleşen, sezgi gücü
+400
Soyut kavrama, objektif ve rasyonel

Karmaşığı kolay özümseme, sentezci, felsefi yaklaşım
+ 350
Affedici, uyumlu, kabullenici
Çözümcü, güçlü öz disiplin, eşitlik içinde çeşitliliğe saygı
+ 310


İstekli, umutlu, teşvik eden, optimist
Açık fikirli, dost, bütüne katkıcı, yeniden alt seviyelerden, başlamaktan rahatsız olmayan, yüksek özsaygı

+ 250
Nötr, güven, deneme ve tatmin

İçsel güçün ve güvenin başlangıcı, özgürlükçü, yargılamayan.
+ 200
Güç, cesaret, olasılıklı
Öz eleştiriye açık, yeniyi deneyebilen, gelişime açık, üretkenliğe geşiş.
+ 175
Mağrur, şişkin ego, talepkar
Toplum onaylı, şiddet meslekleri, dışsal güçle övünç, milliyetçilik, politik ve dinsel değerlere yükseltme. Duygusal problemlerini yok sayma.
+ 150
Kızgın, şiddet, saldırgan
Kızgın, çabuk parlayan, kavgacı, abartılmış arzuların çaresizliğini yaşama.
+ 125
Kıskanç, arzu, hayal kırıklığı
Para, prestij ve güç kazanma arzusu.
+ 100
Tutsak, korku, ceza
Kıskanma, Endişe, Totaliter yönetim ve Kurtarıcı beklentisi.
+ 75
Memnuniyetsiz, depresif
Gözyaşı, depresyon, bağımlı, Kayıp Yaşam.
+ 50
Çaresiz, umutsuz suçlayıcı, ilgisiz, umursamaz
Yoksulluk, çaresizlik, başkalarına bağımlılık.
+ 30
Gaddar, kinci, günahkar, suçlu

Mazoşist, öfkeli, kurban rolü
+ 20
Utanç içinde, içsel öfkeli

İçe kapanık, işe yaramaz hissetmek, paranoya, sahte gurur

 Peki bu bilgiyi nasıl kullanabiliriz? Fark ettiğimiz ve dönüştürmek istediğimiz ne varsa aslında değişim orada başlamıştır.  Yukarıdaki tabloda 200'ün altında kalan tüm duygular aslında Direnç Yasası dediğimiz bir yasa ile de birlikte çalışır ve  istemediklerimize odaklandığımızda bunları kendimize çekmeye başlarız. Bu yüzden yaşamış olduğumuz deneyim her ne ise bunun içinden çıkmak için duygularımızı ve düşüncelerimizi bundan çekmemiz önemli. İşte bu durumda yargısız, düşüncesiz kalabilmek için enerjimizi yükselten ne varsa onlara odaklanmak her zaman iyi gelecektir. Bu durumu önemsememek değildir, sadece enerjiyi başka bir seviyeye çıkararak çözüm yolları yaratabilmektir.
Odağınızı yaşadığınız durumdan çekebilmeniz için size birkaç öneri de sunabilirim.
  • Vücudunuzu sirke ya da deniz tuzu ile yıkamak 
  • Küveti doldurarak rahatlamak (hatta içine gül kokusu olan esanlar da kullanabilirsiniz)
  • Ellerinizin birini kalbinize diğerini midenizin üzerine koyarak uzanmak
  • Toprakta ya da çimende yürümek
  • Yürüyüşe çıkmak
  • Dua etmek, zikir etmek, olumlama yapmak, meditasyon yapmak
  • Vücudunuza bergamut ya da gül yağı sürmek
  •  RUH olduğunu, sınırsız olduğunu, her deneyimin bizim için yaşandığını hatırlamak
Sakine Özdemir
www.sakineozdemir.com
sakine@sakineozdemir.com
Sorularınız ve bireysel danışmanlık almak için aşağıdaki mail adresinden ulaşabilirsiniz.


#farkindaliklayasamak #farkindalik #bilinc #bilincalti #frekans #bakisacisi #dusunce #duygu #yasam #kuantum  #spirituel #ruh #ego #istek #enerji #sezgi #kalp #nese #sevgi #mutluluk #ozgur #deneyim  






Kaynaklar;
https://www.healyourlife.com/a-clear-map-to-your-spiritual-enlightenment

http://www.infethiye.net/turkish/notlar/hawkins-bilinc-haritasi.htm#ixzz4hzRjl2GO

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lambadaki Cin

Zihin Kapısı