Başarı Tesadüf Değildir


Hepimiz hangi yaşta olursak olalım hayatımızda çok zor anlar yaşamışızdır. Er ya da geç bu durumu bitirerek her şeyin çok uzun süre kalmadığının da farkındayızdır ama yine de o duyguların en dibine kadar inmekten kendimizi alamayız.

Peki kaçınız sordunuz kendinize bu davranışların altnda yatan güdülerimiz ve duygularımız neler? Sizi en zor durumlarda harekete geçiren duygularınız hangileri? Başaramadığımız konularla ilgili düşündüğümüzde genellikle bir sürü engel ve suçlu bulabiliriz. Başarıyı ve memnuniyeti sağlayan şeyin elimizdeki kaynaklar olduğunu düşünüyorsak yanılıyoruz. Asıl önemli olan kaynak yaratabilme yeteneğimizdir. Bu da elimizde sınırsız bir kaynak olan bilinçaltınımızı doğru şeklide kullanmakla olur. 

Bilinçaltı bu kaynakları nasıl ve ne zaman hangi komutla yaratabilir? Deepak Chopra Başarının Yedi Spirütüel Yasası adlı kitabında İçsel Güç Yasası olarak tanımladığı bu konuda üç önemli başlık üzerinde duruyor.
  • Kendinle temasa geçmek ve konuşmak (sakin, güven ve rahatlıkla)
  • Yaşadığın her valıktaki bilgiliği görmeye çalışmak ve takdir etmek
  • Yargılamadan yaşamak hem kendimizi hem de başkalarını
Sonraki adımlar ise bunları yapmaya başladıktan sonra neye odaklanacağınızı çok iyi bilmek. Bu odaklanacağınız konunun sizin için anlamı ne?

Başarlı insanların hikayeleri irdelendiğinde zihin yapılarında en önemli ortak özellik, yaşadıkları negatif tanımlanacak durumları son olarak görmedikleri belirlenmiştir. Bu kişiler bunları belirsizlikten doğan yeni başlangıç olarak nitelendirdiklerinde daha hızlı bir şekilde yeni durum yaratabilmiş ve bilinçaltları onlar için hızlı bir şekilde çözüm üretmiştir. Peki tüm bize kararlar verdiren, davranış şekilllerimizi belirleyen en önemli başlıklar neler?

  • İnanç kalıplarımız ki bunlar bilinçaltımızın anahtalarıdır.
  • İhtiyaçlarımız
  • Duygularımızdır

Ayrı maddelermiş gibi görünse de duygularımız inanç sistemlerini, ihtiyaçlarımızda duygularımızı tetikliyor.
Kendimizi daha yakından tanımak istiyorsak en çok inanç kalıplarımızı fark etmemiz gerekiyor. Peki nedir bu inanç sistemlerimiz ve kalıplarımız? Ne kadarının farkındayız? Ne kadar yaşamımızı bunlar yönetiyor?

Bilinçli ya da bilinçsiz aldığınız tüm kararlar, seçimlerinizin neredeyse yüzde doksanından fazlası inanç sistemlerimizden geliyor. Bu sistemlerimizin büyük bir çoğunluğu ortalama olarak 0-10 yaş arasında oluşuyor. Bugün hangi yaşta olursanız olun karşınıza kendi kararlarınız gibi gelen tüm sonuçlar bunların eseri. Hayatımızı dönüştürmek istediğimizde daha çok dış dünyamızı değiştirmeye, işimizi, ilişkimizi, ortamları, kişileri değiştirmeye çalışırız. Tüm bunlar kısa vadede de etki yaratır ancak gerçek dönüşüm iç dünyamızı ve zihin yapımızı değiştirerek yaratılabilir.

Kaçınız etrafınızda her koşulda mutsuz olabilecek bir şey bulabilen insan tanıyorsunuz? Ya da kaçınız her koşulda mutlu olabilecek insan/insanlar tanıyorsunuz?
Hangisi çoğunlukta?
İşte bu bizim neye maruz kaldığımız, nasıl bir zihin yapısına sahibizin bir göstergesi.
İşte hadi bugün, bırakın etrafınızdaki kişilere odaklanmayı. Okları dışarı çevirmeyi de bırakın. Sadece kendinize odalanın  ve yazın!

Hedefiniz ne? Neyin peşindesiniz? Ne sizin için çok önemli?
İhtiyaçlarınızı ya da isteklerinizi karşılarken hangi inaç sistemlerinizin peşinden gidiyorsunuz? (Kriz var, herkesin işleri kötü, bu ülkeden adam olmaz, her şey beni bulur, her şeye her zaman çok zor elde ederim, ben güzel bir hayata gerçekten layığım, her şey benim için yaşanıyor, yaşadığm hayatı her an güzelleştirebilirim...) İlerlemenize engel olan inanç kalıplarınızı bırakmak için bir plan yapın.
Ve her zaman hatırlayın belirsizlik size güven versin, istediğiniz her seçeneği oraya ekleyebilirsiniz.
Önce iç dünyamız sonra dış dünyamız dönüşür.

Sevgiyle kalın.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Titreşimlerle Yaşıyoruz

Lambadaki Cin

Zihin Kapısı