HER ŞEY FARKINDALIKLA BAŞLAR!

Taze, organik, işlenmemiş gıdalar yemek beden hem de ruhsal gelişimimiz için çok önemlidir. Ancak yaşadığımız şehir hayatı bu besinlere kolay ulaşmamız konusunda engeldir. Bu etkiyi azaltmak için neler yapabiliriz? Öncelikle dışarıda hazırlanmış besinler seçmek yerine mümkün olduğu kadar evde kendi pişirdiğimiz yiyeceklerle sofralarımızı donatmayı deneyelim. Çocukları olan kişiler için bu konu diğerlerine göre çok daha fazla önem taşıyor, çünkü büyüme çağındaki çocuklarımız bu durumdan bizlere göre daha çok etkileniyor. Ayurveda Hindistan'ın alt kıtasında ortaya çıkan antik bir sağlık sistemidir.  Ayurvedik tıbbın önceliği az sağlıklı durumları (hastalık yerine kullanalım) önleme, sağlığı koruma ve tedavi şeklindedir. Altertatif tıp olarak Ayurvedik tıpta az sağlıklı durumlar (hastalık) bedensel ve zihinsel unsurlardaki dengesizlik ortadan kaldırıldığında, kişinin mükemmel sağlık noktasına çıktığı kabul edilir. Burada en önemli konu bedenin besinleri sindirebilme yet

Hepimiz hangi yaşta olursak olalım hayatımızda çok zor anlar yaşamışızdır. Er ya da geç bu durumu bitirerek her şeyin çok uzun süre kalmadığının da farkındayızdır ama yine de o duyguların en dibine kadar inmekten kendimizi alamayız. Peki kaçınız sordunuz kendinize bu davranışların altnda yatan güdülerimiz ve duygularımız neler? Sizi en zor durumlarda harekete geçiren duygularınız hangileri? Başaramadığımız konularla ilgili düşündüğümüzde genellikle bir sürü engel ve suçlu bulabiliriz. Başarıyı ve memnuniyeti sağlayan şeyin elimizdeki kaynaklar olduğunu düşünüyorsak yanılıyoruz. Asıl önemli olan kaynak yaratabilme yeteneğimizdir. Bu da elimizde sınırsız bir kaynak olan bilinçaltınımızı doğru şeklide kullanmakla olur.  Bilinçaltı bu kaynakları nasıl ve ne zaman hangi komutla yaratabilir? Deepak Chopra Başarının Yedi Spirütüel Yasası adlı kitabında İçsel Güç Yasası olarak tanımladığı bu konuda üç önemli başlık üzerinde duruyor. Kendinle temasa geçmek ve konuşmak (sakin, güv

Nefes almanın ne kadar büyük bir hediye olduğunun kaçımız farkında olarak yaşıyoruz, kaçımız her bir gün minicik şeyleri kendimizi kaybederek, unutarak kocaman sorunlara dönüştürüyoruz. Sevilmek ve kabul görmek uğruna ne kadar çok istemediğimiz şeyleri yapıyoruz. Saç rengimizden kilomuza, giyim tarzımıza kadar ne kadar çok bize verilen çizgilerle yaşıyoruz hayatı. Kim olduğumuzu nasıl da unutuyoruz. Nasıl da yaşam amacımız aklımıza bile gelmeden sadece bineceğimiz arabayı, edeceğimiz terfiiyi, kazanacağımız parayı düşünmeyi amaç haline getiriyoruz. İçimizde eksik olanları fark etmeden dışarıdakilerle tamamlamaya nasıl da çalışıyoruz ve bize gönderilen işaretleri nasıl da anlamadan yaşıyoruz. Seyrettiğimiz filmlerden, izlediklerimizden, arkadaş sohbetlerinde maruz kaldıklarımızdan tüm bunları ne kadar da doğallaştırarak her gün biraz daha ruhumuzu öldürüyoruz. Sonra bir gün uyanıp her şeyimiz olduğu halde neden hala mutsuz olduğumuzu anlayamıyoruz. Ailemizin seçtiği işte, pa