Yenide Yeni Bir Ben


Yeni yıla 30 saatten az bir zaman kaldı. Dışarıda muhteşem bir hava. Her yerde sanki meleklerin kanatlarında inen kar taneleri. Kar taneleri yüzümüze değerken bir yandan soğuk yaşadığımızı hissettiriyor, bir yandan da sanki acele acele tüm yaşadıklarımızın üzerine beyaz bir örtü sererek tertemiz yeni bir sayfa açıyor.
Ne çok şey yaşadık hepimiz, bazen mutlu bazen hüzünlü ama geriye kalan olaylardan çok duygular değil mi? Duygularımız bu kadar çok önemliyken peki neden biz sadece sahip olmak istediklerimize odaklanıyoruz? Neden sadece sahip olmak istediklerimizi maddi değeri olan şeylerle sınırlandırıyoruz. Sonra onları da elde ettiğimizde aslında aradığımızın o olmadığını anladığımızda yaşadığımız hayal kırıklığı bize neler hissettiriyor? Sonra yeni bir arayış! Yine aynı şeyler tekrarlanıyor. Bir gün bir ömrü ne için harcadık, neler yaşadık diye geriye baktığımızda hayal kırıklıkları ve hüzünler.
Şimdi gelin hep birlikte yeni yıla yeni bir bilinçle girelim. Bu bilinçte sadece duygularımızın bizi yükselterek sıçratacağını fark edelim. İnançlarımızı buna göre şekillendirelim. Biraz daha farkındalıkla yaşayarak hayatın bize verdiği işaretlerle seçimlerimizi duygular üzerinden yapalım. Seçtiğimiz bir dünyada ruhumuz, zihnimiz ve bilinçaltımızın birlikte çalışmasına izin vererek  “Yeni Bir Ben” e “Merhaba” diyelim.
Bu bilinci yaratırken kalbimizde kocaman bir yer açalım ve onu sevgi ile dolduralım. Bu sevgi çeşitlilikten oluşuyor mu? Anne sevgisi, baba sevgisi, kardeş sevgisi, doğa sevgisi, arkadaş sevgisi, çocuk sevgisi, çiçek sevgisi. İş sevgisi, hayvan sevgisi, kitap sevgisi, deniz sevgisi, ağaç sevgisi, insan sevgisi… Sahip olduklarımız olmadıklarımız, hayatımızda olanlar ya da gidenlere duyduğumuz sevgi. Çocuğu olmayanların tüm çocukları sevmesi, Afrika’daki minikleri, sokaktaki elleri soğuktan üşümüş bir kız çocuğunu. Belki de kendi çocuğunun olmamasının bir nedeni vardır ve bunu o zaman görecektir. Ama bunlara izin vermezsek olmayanı sevmezsek, yol üzerindeki tabelalara bakmazsak nasıl buluruz yolumuzu? Nasıl buluruz gitmemiz gereken gerçek yeri? Nasıl buluruz hayat amacımızı? Nasıl buluruz kendimizi?
Hadi yeni yılda bir fark yaratalım ve sahip olmadıklarımızı sevmeyi öğrenelim. Sahip olmadıklarımızın nedenlerini anlayalım. Bir olduğumuzu, özgür olduğumuzu, güvende olduğumuzu, aslında mutlu olmak için hiçbir şeye ihtiyacımızın olmadığını fark edelim.
Kalbimizi bu sevgi ile doldurduğumuzda her şeyi yapabileceğimizi, her şeye sahip olduğumuzu ve aslında hiç de yalnız olmadığımızı,  yolculuğumuzun bu şekilde anlam bulduğunu. Hayatın anlamının avuçlarımızın arasında olduğunu, parmaklarımızı kapatırsak yakalayabildiğimizi.
Hadi o zaman kapatın parmaklarınızın arasını ve yakalayın yağan karı, yakalayın hayatı, yakalayın yeniyi, yakalayın yolculuğun anlamını, yakalayın tüm güzellikleri. Her gün aynı şekilde doğan güneş gibi.  Her şeye rağmen her sene aynı zamanda açan ve meyve veren ağaçlar gibi. Akşamları parlayan yıldızlar gibi. Korkunç fırtınanın arkasından sakinleşen deniz gibi. Güvenerek bakın yeniye, güvenerek bakın kendinize.

Yenide yeni bir ben demeye.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Titreşimlerle Yaşıyoruz

Lambadaki Cin

Zihin Kapısı