Hazırım Yeni Ben'le Buluşmaya

Ben kimim? Ne yaşıyorum? Neden aktörleri farklı ama aynı olayları defalarca yaşıyorum? Bunları nasıl değiştirebilirim? Bu sorular zaman zaman hepimizin kendimize  sorduğu sorular değil mi? Hatta bazen bunları sormak ve yüzleşmek bize çok ağır geldiğinde kaçmayı tercih etmez miyiz?

Hepimizin yaşamı kendine göre bir roman. Bu romanda çoğunlukla anlaşılmayan, değer görmeyen, yanlız ve güçsüz bırakılan sadece biziz. İnancımız yok çoğu zaman, romanın sonunun mutlu biteceğine. Çünkü bildiğimizi sandığımız mutlu sonlar sadece filmlerde...

Acaba gerçekten mutlu sonlar sadece filmlerde mi? Yoksa mutluluk her bir anda mı? Evinde sevgiyle uyandığın bir tatil gününde yatağın içinde gerinerek uyanmak ve dışarıdan yüzüne vuran güneş ışınlarının seni heyecanlandırmasıyla yeni bir gün için sabırsızlandırıyor musun? Yoksa bugün de yalnızım, sıkılacağım, ödemelerim ne kadar çok, sevgilim beni terk etti, değersizim, hastayım mı diyorsun?

Tüm bunların karamsarlığı ile yeni gün sana nasıl yenilikler, güzelikler getirebilir? Sorumlusu kim bu yaşananların? Yaşamındaki aktörler mi? Sen mi?

Ben biliyorum ki tüm sorumluluğumuzu aldığımız zaman yaşam bize gülümsüyor ve değişim için yeni yollar göstermeye başlıyor.

Hadi bugün tüm yaşadıklarımızla ilgili sorumluluklarımızı alalım ve yeni bambaşka bir seçim yapalım. Nerede olursak olalım, en yakınımızdaki objeye bakalım. Yanan bir muma, dışarda görünen çam ağacının yapraklarına, bardağımızdaki çaya, iş yerimizdeki müşterilerimize, içeri süzülen güneş ışınlarına, yatağımızın içindeki vücudumuzun verdiği sıcaklığa, cüzdanımızdaki bozuk paralara, çiçeklere, böceklere, yuvasına kendinden büyük yiyeceği  taşıyan karıncaya, yağmura, buluta, güneşe bakalım ve sadece gülümseyelim, "Seni görüyorum, seni farkkediyorum, seni hissediyorum ve ben gerçekten çok şanslıyım" diyelim. "Ben öğreniyorum mutluluk her yerde. Ben de mutluluk denizine sevgiyle dalıyorum." diye seslenelim.

Hazırım yeni güne, hazırım akışta olmaya, hazırım hayatın hakkını vererek yaşamaya, hazırım yeni yaşamıma, hazırım evrensel mucizeleri yaşamıma çekmeye...

Bunu evrene ilan etmeye başladığınızda yaşam bize tüm kapıları tüm coşkuyla açıyor. Bolluk kapısı, sevgi, aşk kapısı, neşe, coşku, güven kapısı, huzur, başarı, mutluluk kapısı. Gir bu kapılardan içeri birer birer. Hepsinden sana bırakılan armağanları al ve yüksel kanatlarının üzerinde özgürce. Uç yukarı, daha yukarı, daha yukarı... Yükseldikçe hafiflediğini, daha da hafiflediğini ve içinin boşaldığını ve bir tüyden bile hafif olduğunu hisset. Hafifledikçe ışığınla pırıl pırıl parladığını fark et.

Bu parlaklığın içinde geçmişine, geçmişin aktörlerine teşekkür et. Çünkü onlar bilerek ya da bilmeyerek her zaman yanındalardı. Bugün yükseliyorsan bu kadar, tüm öğrendiklerin sana destek oldu. Bitti yalnızlık, bitti yokluk, bitti güvensizlik, bitti güçsüzlük ve değersizlik, bitti haksızlık, bitti içinde acı veren oyunlar. Onlar bu rollerde üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirdiler ve bu oyununun parçasıydı. Bu oyunları bitirme vakti çoktan geldi.

Şimdi adı mutluluk, sevgi , coşku olan tüm aktörlerle ve oyunlarla tanışma vakti. Hadi çık dışarı, kır kabuğunu, aç kollarını, uzan yükseklere ve keşfet yeni seni. Cesur, güven dolu, sevgi dolu, neşeli, tutku dolu, o muhteşem benliğin senin için uygun olan her şeyi biliyor. İzin ver ve kabul et sonsuz mucizeleri...






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Titreşimlerle Yaşıyoruz

Lambadaki Cin

Zihin Kapısı