Sevgi



Günlük yaşadığımız deneyimlerin ve bize öğretilenlerin içinde o kadar kayboluyoruz ki, "Biz Kimiz?Ne yapıyoruz? Neden burdayız? Nereye gidiyoruz?" gibi soruları düşünmeye, anlamaya hiç vaktimiz kalmıyor. Televizyonlarda, medya ve çevremizdeki hemen hemen her şey de bizim bu soruları aklımıza getirmememiz için elinden gelen her şeyi sonuna kadar yapıyor.

Dünya değişiyor, teknoloji değişiyor, bilim dünyası her geçen gün yepyeni teoriler, kuramlar ve sonuçlar ortaya çıkarıyor. Bu değişimin içinde peki ya bizler! Bizler sadece bir takım kişilerin planladığı doğrultuda değişiyoruz. Bunun için kendi çabamızla bir şey yapmaya tabi ki yönelmiyorsak uyuduğumuz uykuda daha derin rüyalar görmeye devam ediyoruz.

Birçoğumuz yaşadığımız evrenin maddeden oluştuğunu sanmaya devam ediyoruz. Bazılarımız ise bunun böyle olmadığını biliyor ama bu bilgi ile kendi hayatında neler yapabileceğinin bile farkında değil. Yaşadığımız Dünya ve Evren işittiğimiz, gördüğümüz, duyduğumuz, dokunduklarımızın da ötesinde. Oysa bizler hala duyu organlarımızla ölçüp, değerlendirip bu sonuçlara göre yaşamaya devam ediyoruz ve zamanında bilimin bize dayattığı ispatlanabilir bilgilerin arkasından koşuyoruz. Evrenin içinde var olan madde olarak deneyimlediğimiz canlı cansız tüm varlıkların aynı özellikte elementlerden oluştuğunun farkında değiliz. Evrenimiz için tek gerçek olan bilincimiz. Bu bilinç çevremizde gördüğümüz canlı cansız her şey ile iletişim içinde. İletişim ise belli yasalar ve düzen içinde sağlanıyor. Biz bu yasaları bilip uygulamadığımız zaman trafikteki ehliyetsiz araba kullanan bir insandan farksız olduğumuzu bile anlayamıyoruz. Oraya buraya çarpıp kendimize ve çevremize zararlar verip duruyoruz.

Evrenin temel kanunlarından biri olan "Sevgi Yasası"nı unutuyoruz. Sevme şekillerimizi gerçek sevgi sanıyoruz. Sevgi için kriterler, özellikler belirliyoruz. Sevgiyi beklentilerle dolduruyoruz ve şartlara bağlı seviyoruz. En basit annenin çocuğunu sevmesini koşulsuz sanarken onlar bile çocuklarına sevgilerini göstermek için şartlarla ifade ediyor "Böyle davranırsan seni sevmem". Çocuğu için her şeyin en iyisini isteyen bir anne biliyor mu ki bu cümlenin çocuğunun bilinçaltında değer duygusunu nasıl etkilediğini, basit bir cümlenin bir değersizlik kalıbına dönüştüğünü ve her şeyin bilinç olduğu Evrende deneyimlerini paylaştığı tüm kişileri bu kalıba göre seçtiğini.

Evrendeki her şeyin bağlantılı, bilinçli olduğunu, hepimizin aynı ve eşit olduğunu bunun Evrenin hologram özelliği olduğunu öyle içsellleştirelim ki EGO'nun bize ilettiklerine, içimizden gelen o seslere süphe ile bakalım. Çevremizdeki her bir enerjiye sevgiyi aktaralım. Sevgiyi büyütüp dağıtmadığımız bir günü boşa harcamış olduğumuzu anlayalım. Silkelenelim ve yaşadığımız her durumun içinde ve çözümünde sadece sevgi olduğunu anlayalım. Maddelere sahip olmak için gösterdiğimiz çabayı sevgiye dönüştürelim.
Sevgi dolu bir gün diliyorum.

Sakine Özdemir
www.sakineozdemir.com
sakine@sakineozdemir.com
Sorularınız ve bireysel danışmanlık almak için aşağıdaki mail adresinden ulaşabilirsiniz.


#farkindaliklayasamak #farkindalik #bilinc #bilincalti #frekans #bakisacisi #dusunce #duygu #yasam #kuantum #kuantumfizigi  #spiritüel #ruh #ego #istek #enerji #sezgi #kalp #nese #sevgi #mutluluk #özgür #deneyim  # cocuk #tam #butun #sevgi #guven #donusum #duygu #dusunce #kalp #beden #tesaduf #bilincalti #deneyim #gecmis #gelecek #sifa #ertelemek #fikir 
                                           


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Titreşimlerle Yaşıyoruz

Lambadaki Cin

Zihin Kapısı